Sözlü anlatım içerisinde günümüze kadar ulaşan kıssadan hisseleri elimizin tersiyle itmemek,
Bilakis,
Masallara, hikayelere, mitolojik anlatımlara ayrı bir kulak vermek gerek…
Hatta bir adım geriye atarak,
Tarihsel süreç içerisinde edinilen bilgi, görgü, ve deneyimlerden oluşan sözel aktarımları kuru kuru dinlemek yerine,
Her birinin içeriğindeki kadim öğretiyi, dersi ve verilen mesajı almaya çalışmak gerek…
Emin olun bunların hiçbirinin, sırf eğlenceli zaman geçirmek için ortaya atılan lakırdılar olmadığını keşfedeceksiniz.
İşin aslı Nasrettin Hoca – Keloğlan masallarından yaratılış destanlarına,
Ya da,
Paganik efsanelerden kutsal kitap öğretilerine kadar tüm metinlerde anlatılan hikayelerin alt satırlarına gizlenmiş evrensel ahlaki öneriler mevcuttur.
Daha da önemlisi,
Önyargılarımızı ve peşin hükümlerimizi bir tarafa bırakabildiğimizde,
Dili, dini, kültürü, coğrafyası ve dahi tarihsel dilim aralığı birbirinden tamamen farklı olsa da,
Kadim öğretilerin hep aynı şeyi söylediğine ve benzer öğütler verdiğine şahitlik ediyorsunuz…
Bir sonraki paylaşımda bu hikayeden yaklaşık 1500 sene öncesinde, dünyanın çok daha farklı bir yerinden anekdotlar gelecek:
Tao Düşüncesinin mimarı Lao Tzu ile Han ‘ın hikayesi bambaşka bir coğrafyadan, bambaşka bir zaman diliminden benzer mesajları gönderecek bizlere…